The Past Progressive tense in Turkish grammar, also known as Continuous or Imperfect, is used to describe events that were in progress at a specific point in the past. This tense conveys actions that were ongoing, unfinished, or repeated in the past. In Turkish grammar, the Past Progressive tense is formed by adding the suffix -iyordu (used after a vowel) or -yordu (used after a consonant) to the verb root. Let’s practice this important aspect of Turkish grammar.
Exercise 1: Fill in the blanks with the appropriate Past Progressive form.
1. DĂĽn gece yemeÄźi *yiyecekler* (they were eating) ne zaman ben geldim.
2. Sen *çalışıyordun* (you were working) ne zaman ben telefon ettik.
3. Onlar *uyuyorlardı* (they were sleeping) ne zaman film başladı.
4. Ahmet hala *yĂĽrĂĽyordu* (he was walking) ne zaman biz gelme.
5. Siz *izliyordunuz* (you were watching) televizyon, ne zaman sorun oldu.
6. Biz *konuşuyorduk* (we were speaking) , ne zaman kapı çaldı.
7. O *düşünüyordu* (he was thinking) sorunları zaten.
8. Birisi *çalıyordu* (somebody was playing) gitar ortada.
9. Hava *kararıyordu* (it was getting dark) dışarıda.
10. Karşılıklı *tartışıyorlardı* (they were discussing) bir süre içinde.
11. Biz *soruyorduk* (we were asking) doğru soruları.
12. Kadın *ağlıyordu* (the woman was crying) gizliden.
13. Herkes *bekliyordu* (everyone was waiting) sabırsızlıkla.
14. Öğrenciler *cevaplıyorlardı* (students were answering) soruları hızlıca.
15. Ayşe *yazıyordu* (Ayse was writing) bir mektubun.
2. Sen *çalışıyordun* (you were working) ne zaman ben telefon ettik.
3. Onlar *uyuyorlardı* (they were sleeping) ne zaman film başladı.
4. Ahmet hala *yĂĽrĂĽyordu* (he was walking) ne zaman biz gelme.
5. Siz *izliyordunuz* (you were watching) televizyon, ne zaman sorun oldu.
6. Biz *konuşuyorduk* (we were speaking) , ne zaman kapı çaldı.
7. O *düşünüyordu* (he was thinking) sorunları zaten.
8. Birisi *çalıyordu* (somebody was playing) gitar ortada.
9. Hava *kararıyordu* (it was getting dark) dışarıda.
10. Karşılıklı *tartışıyorlardı* (they were discussing) bir süre içinde.
11. Biz *soruyorduk* (we were asking) doğru soruları.
12. Kadın *ağlıyordu* (the woman was crying) gizliden.
13. Herkes *bekliyordu* (everyone was waiting) sabırsızlıkla.
14. Öğrenciler *cevaplıyorlardı* (students were answering) soruları hızlıca.
15. Ayşe *yazıyordu* (Ayse was writing) bir mektubun.
Exercise 2: Fill in the blanks with the appropriate Past Progressive form.
1. Ben *yemek yapıyordum* (I was cooking) ne zaman misafirim geldi.
2. O *çalışıyordu* (he was working) sürekli hızla.
3. Evi *yıkıyorlardı* (they were demolishing) bütün hafta boyunca.
4. Sen *seyrediyordun* (you were watching) dikkatle olayları.
5. Biz *yĂĽzĂĽyorduk* (we were swimming) denizde tĂĽm gĂĽn.
6. Bu sefer *bekliyorduk* (we were waiting) umutla haberleri.
7. Bilgisayar *çalışıyordu* (computer was running) durmadan.
8. Canlı müzik *çalıyordu* (live music was playing) kafeteryada.
9. Araştırmacılar *araştırıyorlardı* (researchers were researching) titizlikle belgeleri.
10. Annesi *kızını arıyordu* (the mother was calling) ne zaman biz oradaydık.
11. Ormanda *yağmur yağıyordu* (it was raining) fakat biz hala yürüyorduk.
12. Anne ve baba *çocuklarına hikaye anlatıyorlardı* (parents were telling story) yatağa gitmeden önce.
13. Kediler *uyuyorlardı* (cats were sleeping) ne zaman hamster kaçtı.
14. Onun beyni *çalışıyordu* (his brain was working) ne zaman karar verdi.
15. Herkes *pikniğe hazırlanıyordu* (everyone was preparing) cumartesi sabahı.
2. O *çalışıyordu* (he was working) sürekli hızla.
3. Evi *yıkıyorlardı* (they were demolishing) bütün hafta boyunca.
4. Sen *seyrediyordun* (you were watching) dikkatle olayları.
5. Biz *yĂĽzĂĽyorduk* (we were swimming) denizde tĂĽm gĂĽn.
6. Bu sefer *bekliyorduk* (we were waiting) umutla haberleri.
7. Bilgisayar *çalışıyordu* (computer was running) durmadan.
8. Canlı müzik *çalıyordu* (live music was playing) kafeteryada.
9. Araştırmacılar *araştırıyorlardı* (researchers were researching) titizlikle belgeleri.
10. Annesi *kızını arıyordu* (the mother was calling) ne zaman biz oradaydık.
11. Ormanda *yağmur yağıyordu* (it was raining) fakat biz hala yürüyorduk.
12. Anne ve baba *çocuklarına hikaye anlatıyorlardı* (parents were telling story) yatağa gitmeden önce.
13. Kediler *uyuyorlardı* (cats were sleeping) ne zaman hamster kaçtı.
14. Onun beyni *çalışıyordu* (his brain was working) ne zaman karar verdi.
15. Herkes *pikniğe hazırlanıyordu* (everyone was preparing) cumartesi sabahı.