Cumartesi günü *parka* (park) gideceğim.

Karşında duran adam *öğretmenim* (my teacher).

Bu sabah *kırmızı* (red) elbisemi giydim.

Kütüphanede bir sürü *kitap* (book) okudum.

*Çocuklar* (children) bahçede oynuyorlar.

Hava çok *soğuk* (cold) bugün.

*Pizza* (pizza) sipariş ettim.

Arabanın içinde *anahtarımı* (my key) unuttum.

*Köpeğim* (my dog) çok hızlı koşuyor.

Yarın *tatil* (holiday) başlıyor.

Annem *müzik* (music) dinlemeyi seviyor.

*Sonbahar* (autumn) en sevdiğim mevsim.

Geçen hafta *patlamış mısır* (pop corn) yedim.

Sınavlar *yakında* (soon) başlayacak.

*İstanbul’da* (in Istanbul) yaşıyorum.

O iyi bir *doktor* (doctor).

*Cam* (glass) yanlışlıkla kırdım.

Yanlış numara *aramışsınız* (you called).

Yeni *ayakkabılarını* (your shoes) beğendim.

Hava durumu *ıslak* (wet) ve yağmurlu.

*Onlar* (they) tiyatroya giderler.

Benim *kitabım* (my book) kırmızıdır.

*Uzun* (tall) bir ağaç gördüm.

Onun *gözlükleri* (his glasses) oldukça çekici.

*Çarşamba* (Wednesday) günleri koşmaya giderim.

En sevdiği renk *mavi* (blue).

Burada *uyandım* (I woke up).

Dün gece çok *geç* (late) yattım.

O *onun* (he) kitabıdır.

*Eski* (old) ev anıları canlandırır.