1. Bu bir *sürü* koyun. (herd)
2. Çamaşır sepetinde bir *yığın* kirli çamaşır var. (pile)
3. Bahçede bir *grup* öğrenci oyun oynuyor. (group)
4. Bu bir *demet* çiçek. (bunch)
5. Mutfağımda bir *yığın* kirli bulaşık var. (pile)
6. *Kemikler* güçlü bir vücut yapısı oluşturur. (bones collective)
7. *Sınıf* ders için hazır. (class)
8. O bir *takım* lideri. (team)
9. Bir *çete* bankayı soydu. (gang)
10. Bu bir *dizi* kitap. (series)
11. Masa üstünde bir *sürü* kalem var. (lot)
12. *Takım*, maçı kazanmak için çabalıyor. (team)
13. Ormanda yürüyen bir *grup* turist vardı. (group)
14. Bir *demet* çiçek aldım. (bunch)
15. Burada bir *koleksiyon* pul var. (collection)
2. Çamaşır sepetinde bir *yığın* kirli çamaşır var. (pile)
3. Bahçede bir *grup* öğrenci oyun oynuyor. (group)
4. Bu bir *demet* çiçek. (bunch)
5. Mutfağımda bir *yığın* kirli bulaşık var. (pile)
6. *Kemikler* güçlü bir vücut yapısı oluşturur. (bones collective)
7. *Sınıf* ders için hazır. (class)
8. O bir *takım* lideri. (team)
9. Bir *çete* bankayı soydu. (gang)
10. Bu bir *dizi* kitap. (series)
11. Masa üstünde bir *sürü* kalem var. (lot)
12. *Takım*, maçı kazanmak için çabalıyor. (team)
13. Ormanda yürüyen bir *grup* turist vardı. (group)
14. Bir *demet* çiçek aldım. (bunch)
15. Burada bir *koleksiyon* pul var. (collection)
Describing a group or collection of people or animals in Turkish
1. Bir *sınıf* öğrenci okula gidiyor. (class)
2. Ormanda bir *sürü* geyik gördüm. (herd)
3. O bir *takım* lider. (team)
4. Biri bana bir *grup* kuş gösterdi. (flock)
5. Bu bir *aile* fotoğrafı. (family)
6. *Takım* oyunu kazandı. (team)
7. Bir *sürü* kuş cama çarptı. (flock)
8. *Sınıf* sessizce okumak için dershaneye gitti. (class)
9. Onları bir *çete* soydu. (gang)
10. O bir *orkestra* üyesi. (orchestra)
11. Büyük bir *kalabalık* maça geldi. (crowd)
12. *Çete* hırsızları polis yakaladı. (gang)
13. O bir *grup* ressam. (group)
14. Köpek *sürüsü* kuzulara saldırdı. (pack)
15. O bir *takım* futbol maçında oynuyor. (team)
2. Ormanda bir *sürü* geyik gördüm. (herd)
3. O bir *takım* lider. (team)
4. Biri bana bir *grup* kuş gösterdi. (flock)
5. Bu bir *aile* fotoğrafı. (family)
6. *Takım* oyunu kazandı. (team)
7. Bir *sürü* kuş cama çarptı. (flock)
8. *Sınıf* sessizce okumak için dershaneye gitti. (class)
9. Onları bir *çete* soydu. (gang)
10. O bir *orkestra* üyesi. (orchestra)
11. Büyük bir *kalabalık* maça geldi. (crowd)
12. *Çete* hırsızları polis yakaladı. (gang)
13. O bir *grup* ressam. (group)
14. Köpek *sürüsü* kuzulara saldırdı. (pack)
15. O bir *takım* futbol maçında oynuyor. (team)