Adverb clause is an essential part of Turkish grammar, known as “zarf fiili” in Turkish. They are usually formed by taking a verb stem, adding an appropriate suffix, and then a personal suffix if necessary. These clauses act like adverbs or adverbial phrases in a sentence. They make sentences more informative by indicating time, condition, reason, comparison and more. These exercises aim to help language learning students get a better understanding and usage of adverb clauses in Turkish grammar.
Exercise 1: Fill in the blanks with the correct adverb clause (zarf fiili).
1. Bütün gününü uyuyarak *geçirdi* (passed).
2. Yeni işine *alıştı* (got used to) kısa sürede.
3. Öğrenciler sınav *başladı* (started) zaman sessizlik olmuştu.
4. Evden *çıktım* (left) henüz hava aydınlanmamıştı.
5. Sen uyuduğun için *ben* (I) geceyi burada geçirdim.
6. *Gezdik* (roamed) biz, Eskişehir’in her yerini.
7. Fırsat *buldukça* (whenever) kitap okurum.
8. Uzakta oldukları halde, ailemle *görüşüyorum* (I communicate).
9. *Soru sormakta* (in asking a question) çekinme, herkes öğrenmek için burada.
10. Resim *çizerek* (by drawing) çocuklar kendilerini ifade ederler.
11. Çok çalışınca, *başarılı* (successful) olursun.
12. Çok geç yatınca, sabahları *uyanamam* (can’t wake up).
13. *Baktıkça* (as I look), gözlerin daha da güzelleşiyor.
14. Kedimiz *miyavladıkça* (as it meows) kapıyı açmalıyım.
15. Çayı yudumladıkça *rahatlıyorum* (I feel relaxed).
Exercise 2: Complete the sentences with suitable adverb clause (zarf fiili).
1. Havalar soğuyunca, palto *giyerim* (I wear).
2. Kitap *okumak* (to read) bana huzur verir.
3. Dışarı çıktığında *şemsiye* (umbrella) almayı unutma.
4. Yanımda olman bana *güven* (confidence) veriyor.
5. *Yazı* (summer) özledim, denize girebilmeyi.
6. Ayşe sürekli *şarkı* (song) söylüyor.
7. Bu olayları *anlattıkça* (as I narrate) içim rahatlıyor.
8. İstanbul’a *gidince* (when I go), kahvaltı yapmalıyız.
9. Beni *gördü* (saw) zaman tabiri cazip ‘gözleri parladı’ derler.
10. Adamın biri *düş* (dream) görmüş.
11. Ders çalışmayınca, *sinifta* (in classroom) kalır.
12. Kendi işini *kurma* (establishing) hayali yok mu?
13. *Konuşmak* (talking) yeter, artık harekete geçmelisin.
14. Hızlı *yemek* (eating fast) yeme alışkanlığım var.
15. Kitap *bitirdikçe* (as I finish) yeni bir tane alıyorum.