1) Ben *yazın* (in summer) daha çok kitap okurum.
2) Onun doğum günü *Kasım’da* (in November) değil, *Ekim’de* (in October).
3) Çalışanlar *hafta sonunda* (on weekends) genellikle evde kalırlar.
4) Türkiye’ye *2005 yılında* (in the year 2005) taşındım.
5) Seni *geçen hafta* (last week) aradım, neden geri aramadın?
6) İkinci dünya savaşı *1940’larda* (in the 1940s) başladı.
7) O, *Çarşamba günü* (on Wednesday) gelmeyeceğini söyledi.
8) *Öğleden sonra* (in the afternoon) hep uyuklarım.
9) *Gelecek ay* (next month) Türkiye’ye gidip geleceğim.
10) *Her gün* (every day) aynı şeyi mi yapmalıyım?
11) *Her sabah* (every morning) spor salonuna gidiyorum.
12) *Bir saat sonra* (an hour later) burada buluşacağız.
13) *Sonbaharda* (in autumn) yapraklar dökülür.
14) *Gündüz* (during the day) çocuklar dışarıda oynar.
15) *Kışın* (in winter) kar yağar.
Exercise 2: Fill in the blanks with the correct preposition of time in Turkish.
16) Üzgünüm, *Şubat’ta* (in February) meşgulüm.
17) *İlkbaharda* (in spring) ağaçlar çiçek açar.
18) *Yarın* (tomorrow) burada olmayacağım.
19) *Her yıl* (each year) tatil için Bodrum’a giderim.
20) *Sonraki gün* (the following day) işe geç kaldım.
21) Bacaklarımda ağrı var çünkü *gece* (at night) koştum.
22) Hava *Şubat’ta* (in February) genellikle soğuk olur.
23) *Her akşam* (every evening) televizyon izlerim.
24) *Sabah* (in the morning) daha erken kalkmalıyım.
25) *Sonuncu öğün* (final meal) den sonra genellikle yatıyorum.
26) En çok *Cumartesi* (on Saturday) sinemaya gideriz.
27) *Sonbaharda* (in autumn) çok fotoğraf çekerim.
28) *Bahar aylarında* (in spring months) sörf yapıyorum.
29) *Şu anda* (right now) çok meşgulüm.
30) *Gelecek hafta* (next week) toplantı var mı?