In Turkish grammar, Adverbs of Manner describe how an action is performed. These adverbs are usually placed immediately after the verb they modify and are commonly used in written and spoken Turkish. Learning these adverbs can greatly enhance your fluency and understanding of the Turkish language, as well as your ability to express detailed ideas and descriptions. Let’s practice using them in the following exercises.
Exercise 1: Fill in the blanks with the correct Adverb of Manner.
1. Ben *yeĹźil* bir elma yedim. (green)
2. Çocuk *hızlıca* koştu. (quickly)
3. Kız kardeşim *sessizce* ağladı. (silently)
4. MĂĽĹźteri *kibarca* garsona teĹźekkĂĽr etti. (politely)
5. Babam *dikkatlice* gazete okudu. (carefully)
6. Biz *mutlulukla* kabul ettik. (happily)
7. Köpek *şiddetle* havladı. (violently)
8. Araştırmacı *titizlikle* not aldı. (meticulously)
9. Onlar *sevgiyle* sarıldılar. (lovingly)
10. Öğretmen *sabırla* öğrencisine yardım etti. (patiently)
11. Kadın *hızla* merdivenlerden çıktı. (swiftly)
12. Biz *sessizce* konuĹźtuk. (quietly)
13. O *kuvvetle* kapıyı açtı. (forcefully)
14. Şarkıcı *güzelce* şarkı söyledi. (beautifully)
15. Ben *alışılagelmiş* bir şekilde davrandım. (traditionally)
2. Çocuk *hızlıca* koştu. (quickly)
3. Kız kardeşim *sessizce* ağladı. (silently)
4. MĂĽĹźteri *kibarca* garsona teĹźekkĂĽr etti. (politely)
5. Babam *dikkatlice* gazete okudu. (carefully)
6. Biz *mutlulukla* kabul ettik. (happily)
7. Köpek *şiddetle* havladı. (violently)
8. Araştırmacı *titizlikle* not aldı. (meticulously)
9. Onlar *sevgiyle* sarıldılar. (lovingly)
10. Öğretmen *sabırla* öğrencisine yardım etti. (patiently)
11. Kadın *hızla* merdivenlerden çıktı. (swiftly)
12. Biz *sessizce* konuĹźtuk. (quietly)
13. O *kuvvetle* kapıyı açtı. (forcefully)
14. Şarkıcı *güzelce* şarkı söyledi. (beautifully)
15. Ben *alışılagelmiş* bir şekilde davrandım. (traditionally)
Exercise 2: Complete each sentence with an appropriate Adverb of Manner.
1. Şehir merkezine *yalnızca* yürüdüm. (alone)
2. Müzik öğretmeni *açıkça* talimat verdi. (clearly)
3. Öğrenciler *sessizce* sınıfta oturdu. (quietly)
4. Kitabı *dikkatlice* raflara koydu. (carefully)
5. Biz *cesurca* tehlike ile yĂĽzleĹźtik. (bravely)
6. Çocuklar *gürültülü* oynadılar. (loudly)
7. Kendi odamda *rahatça* çalışıyorum. (comfortably)
8. Kek *özenle* hazırlandı. (carefully)
9. *Dürüstçe* konuştum. (honestly)
10. Kuşlar *neşeyle* ötüyor. (joyfully)
11. Öğrenciler *dikkatlice* öğretmenin talimatlarını dinledi. (attentively)
12. *Sık sık* spor yapmak sağlıklıdır. (frequently)
13. *Yavaşça* kapıyı açtı. (slowly)
14. Araştırmacı *titizlikle* çalıştı. (meticulously)
15. Yolculuğa *heyecanla* başladık. (excitedly)
2. Müzik öğretmeni *açıkça* talimat verdi. (clearly)
3. Öğrenciler *sessizce* sınıfta oturdu. (quietly)
4. Kitabı *dikkatlice* raflara koydu. (carefully)
5. Biz *cesurca* tehlike ile yĂĽzleĹźtik. (bravely)
6. Çocuklar *gürültülü* oynadılar. (loudly)
7. Kendi odamda *rahatça* çalışıyorum. (comfortably)
8. Kek *özenle* hazırlandı. (carefully)
9. *Dürüstçe* konuştum. (honestly)
10. Kuşlar *neşeyle* ötüyor. (joyfully)
11. Öğrenciler *dikkatlice* öğretmenin talimatlarını dinledi. (attentively)
12. *Sık sık* spor yapmak sağlıklıdır. (frequently)
13. *Yavaşça* kapıyı açtı. (slowly)
14. Araştırmacı *titizlikle* çalıştı. (meticulously)
15. Yolculuğa *heyecanla* başladık. (excitedly)