In Turkish grammar, Adjective Agreement refers to how adjectives change their forms to agree with the nouns they modify either in case, number, or gender. Unlike many other languages, Turkish doesn’t have a gender system which means adjectives don’t agree with the gender of the nouns they modify but need to match the noun they describe in case and number. In this exercise, we will focus on how adjectives agree with plural nouns and how they can also agree in case if they follow the noun.
Exercise 1: Match the adjective with the plural nouns
Bu *kitaplar* (books) çok ilginç.
Bu *kahveler* (coffees) çok sıcak.
Bu *telefonlar* (phones) çok pahalı.
Bu *gözlükler* (glasses) çok büyük.
Bu *çocuklar* (children) çok tatlı.
Bu *arabalar* (cars) çok hızlı.
Bu *kıyafetler* (clothes) çok güzel.
Bu *çiçekler* (flowers) çok güzel kokuyor.
Bu *resimler* (pictures) çok etkileyici.
Bu *kırlar* (fields) çok yeşil.
Bu *dağlar* (mountains) çok yüksek.
Bu *kelimeler* (words) çok zor.
Bu *biletler* (tickets) çok ucuz.
Bu *insanlar* (people) çok çalışkan.
Bu *binalar* (buildings) çok yüksek.
Bu *kahveler* (coffees) çok sıcak.
Bu *telefonlar* (phones) çok pahalı.
Bu *gözlükler* (glasses) çok büyük.
Bu *çocuklar* (children) çok tatlı.
Bu *arabalar* (cars) çok hızlı.
Bu *kıyafetler* (clothes) çok güzel.
Bu *çiçekler* (flowers) çok güzel kokuyor.
Bu *resimler* (pictures) çok etkileyici.
Bu *kırlar* (fields) çok yeşil.
Bu *dağlar* (mountains) çok yüksek.
Bu *kelimeler* (words) çok zor.
Bu *biletler* (tickets) çok ucuz.
Bu *insanlar* (people) çok çalışkan.
Bu *binalar* (buildings) çok yüksek.
Exercise 2: Match the adjective with the noun in the correct case
O, *evine* (to his home) yürüyerek gitti.
Eski *arabası* (his old car) çok rahat.
Yeni *kitabım* (my new book) çok ilginç.
Ciddi *hastalığım* (my serious illness) yüzünden işe gidemedim.
Bu, güzel *çiçeği* (the beautiful flower) kim aldı?
Onun büyük *rüyası* (his big dream) gerçek oldu.
Bu, *yemeği* (the dish) tarifi verebilir misin?
O, *ağabeyiyle* (with her big brother) oynadı.
Küçük *kardeşi* (his little sibling) çok tatlı.
O, *parka* (to the park) gitmek istiyor.
Onun *koşar* (running) şekli kıldı.
Onu *yerde* (on the ground) gördüm.
Yüksek *sesleri* (the loud noises) duydum.
Uzun *sokaktan* (from the long street) geçtik.
Bu, *hikayenin* (the story’s) sonu.
Eski *arabası* (his old car) çok rahat.
Yeni *kitabım* (my new book) çok ilginç.
Ciddi *hastalığım* (my serious illness) yüzünden işe gidemedim.
Bu, güzel *çiçeği* (the beautiful flower) kim aldı?
Onun büyük *rüyası* (his big dream) gerçek oldu.
Bu, *yemeği* (the dish) tarifi verebilir misin?
O, *ağabeyiyle* (with her big brother) oynadı.
Küçük *kardeşi* (his little sibling) çok tatlı.
O, *parka* (to the park) gitmek istiyor.
Onun *koşar* (running) şekli kıldı.
Onu *yerde* (on the ground) gördüm.
Yüksek *sesleri* (the loud noises) duydum.
Uzun *sokaktan* (from the long street) geçtik.
Bu, *hikayenin* (the story’s) sonu.
