1. If she *had studied* harder, she would have passed the exam. (Geçmişte daha çok çalışsaydı, sınavı geçerdi.)
2. If they *had left* earlier, they would not have missed the train. (Daha erken çıksalardı, treni kaçırmazlardı.)
3. If I *had known* about the party, I would have gone. (Parti hakkında bilseydim, giderdim.)
4. If he *had told* me the truth, I would have helped him. (Gerçeği söyleseydi, ona yardım ederdim.)
5. If we *had taken* a taxi, we wouldn’t have been late. (Taksiye binseydik, geç kalmazdık.)
6. If you *had listened* carefully, you would have understood the lesson. (Dikkatle dinleseydin, dersi anlardın.)
7. If she *had brought* her camera, she would have taken pictures. (Kamerasını getirseydi, fotoğraf çekebilirdi.)
8. If they *had invited* us, we would have attended the wedding. (Bizi davet etselerdi, düğüne katılırdık.)
9. If I *had saved* more money, I would have bought a new phone. (Daha çok para biriktirseydim, yeni telefon alırdım.)
10. If he *had repaired* the car, it would have started. (Arabayı tamir etseydi, çalışırdı.)

1. If you *had told* me earlier, I would have helped you. (Daha önce söyleseydin, sana yardım ederdim.)
2. If she *had waited* for the bus, she wouldn’t have walked in the rain. (Otobüsü bekleseydi, yağmurda yürümek zorunda kalmazdı.)
3. If we *had booked* the hotel in advance, we wouldn’t have had any problems. (Otel rezervasyonunu önceden yapsaydık, sorun yaşamazdık.)
4. If he *had apologized*, she would have forgiven him. (Özür dileseydi, onu affederdi.)
5. If they *had followed* the instructions, the machine would have worked. (Talimatları takip etselerdi, makine çalışırdı.)
6. If I *had seen* the sign, I wouldn’t have taken the wrong turn. (İşareti görseydim, yanlış yola sapmazdım.)
7. If you *had studied* English more, you would have passed the test. (Daha çok İngilizce çalışsaydın, testi geçerdin.)
8. If she *had cooked* dinner, we wouldn’t have eaten out. (Akşam yemeğini yapsaydı, dışarıda yemezdik.)
9. If they *had arrived* on time, they would have caught the show. (Zamanında varmış olsalardı, gösteriyi kaçırmazlardı.)
10. If I *had remembered* your birthday, I would have called you. (Doğum gününü hatırlasaydım, seni arardım.)