터키어 지속시간 부사 연습 1
1. Ben ders çalışıyorum *uzun süre*. (지속시간이 길다는 의미)
2. O, toplantıda *kısa süre* kaldı. (지속시간이 짧다는 의미)
3. Biz tatilde *bir hafta* kaldık. (1주일 동안의 기간)
4. Çocuklar parkta *saatlerce* oynadı. (몇 시간 동안 계속)
5. Film *iki saat* sürdü. (2시간의 지속시간)
6. Sen bu işi *hemen* bitirmelisin. (즉시, 바로)
7. Onlar gece boyunca *uyanık* kaldılar. (밤새 계속 깨어 있음)
8. Dersler genellikle *bir saat* sürer. (수업시간이 1시간)
9. Kış tatili *üç hafta* devam etti. (3주 동안 계속됨)
10. Öğrenci *birkaç gün* hastaydı. (며칠 동안 지속됨)
2. O, toplantıda *kısa süre* kaldı. (지속시간이 짧다는 의미)
3. Biz tatilde *bir hafta* kaldık. (1주일 동안의 기간)
4. Çocuklar parkta *saatlerce* oynadı. (몇 시간 동안 계속)
5. Film *iki saat* sürdü. (2시간의 지속시간)
6. Sen bu işi *hemen* bitirmelisin. (즉시, 바로)
7. Onlar gece boyunca *uyanık* kaldılar. (밤새 계속 깨어 있음)
8. Dersler genellikle *bir saat* sürer. (수업시간이 1시간)
9. Kış tatili *üç hafta* devam etti. (3주 동안 계속됨)
10. Öğrenci *birkaç gün* hastaydı. (며칠 동안 지속됨)
터키어 지속시간 부사 연습 2
1. O proje üzerinde *aylarca* çalıştı. (여러 달 동안 계속)
2. Biz *kısa bir süre* dinlendik. (짧은 시간 동안)
3. Film gösterimi *bir buçuk saat* sürdü. (1시간 30분 동안)
4. Sen beni *hep* beklettin. (계속해서, 항상)
5. Toplantı *tam üç saat* sürdü. (정확히 3시간)
6. Çalışanlar *akşam geç saatlere* kadar çalıştı. (늦은 저녁 시간까지)
7. Tatil *bir ay* sürdü. (1달 동안)
8. Öğrenci sınav için *uzun süre* hazırlandı. (오랫동안 준비함)
9. Bu telefon *bir yıl* garantilidir. (1년 동안의 보증 기간)
10. Konuşma *kısa* oldu. (짧은 시간 동안 진행됨)
2. Biz *kısa bir süre* dinlendik. (짧은 시간 동안)
3. Film gösterimi *bir buçuk saat* sürdü. (1시간 30분 동안)
4. Sen beni *hep* beklettin. (계속해서, 항상)
5. Toplantı *tam üç saat* sürdü. (정확히 3시간)
6. Çalışanlar *akşam geç saatlere* kadar çalıştı. (늦은 저녁 시간까지)
7. Tatil *bir ay* sürdü. (1달 동안)
8. Öğrenci sınav için *uzun süre* hazırlandı. (오랫동안 준비함)
9. Bu telefon *bir yıl* garantilidir. (1년 동안의 보증 기간)
10. Konuşma *kısa* oldu. (짧은 시간 동안 진행됨)